[envira-gallery slug=”egitmen”]
Ülkede eski yazıyı (arap alfabesi) ile okumayı, yazmayı öğrenmek, öğretmek çok zordu. Arap alfabesi ile okuyup yazabilmek için Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinin mutlaka öğrenilmesi gerekiyordu. Avrupa’da bir çocuk okuma yazmayı bir yılda öğrenirken, ülkemizde yedi yılda okuyup yazabiliyordu.
Mustafa Kemal Atatürk bu zorlukların bilincinde idi, eğitim sorununu çöze bilmek için, 1 Kasım 1928’de harf devrimi yaptı. Aynı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir konuşma yapan Başbakan İsmet İnönü, yeni harfleri öğretmek amacı ile Hükümletin bütün memlekette “Millet Mektepleri” adı altında halk eğitimi kurumları açacağını bu mekteplerin eğitim sürelerinin 4 ya da 6 ay süreceğini ve vatandaşların işlerini aksatmadan yeni alfabe ile okur-yazar duruma getireceklerini ifade etmiştir.
Millet Mektepleri Yönetmeliği, Bakanlar Kurulunca , 11 Kasım 1928 tarihinde, onaylamış ve yönetmelik 24 Kasım 1928 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir .
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı olan İsmail Hakkı Tekçe alayında bulunan erlere okuma-yazma öğretmiş, terhis olan askerlerin köylerine gittiklerinde okuma yazma bilmeyenlere öğretmesini tavsiye etmiş. Sistemin başarılı olduğunu gören İsmail Hakkı Tekçe bu denemesini Atatürk’e anlatmış bunun üzerine Atatürk tamam eğitim sorununu çözdüm demiş. Silah altına alınan gençlerin tamamı (Ali okulu olarak bilinen) okuma yazma kursundan geçirilmiş. Her yıl binlerce çavuş, onbaşının terhis olması ile ülkenin her tarafına okur yazar insanların dağılacağı düşünülmüştür
Millet mekteplerinde görev alacak eğitmenler o ilde bulunan Vali, Marif Müdürü,Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı, Jandarma Komutanı ve diğer daire amirlerinin katılımı ile oluşturulan bir komisyon huzurunda yapılan sınavda okuma yazma bilen kişiler kısa süreli kurslardan geçirilerek eğitmen olarak okullara atanıyordu.
Kültür Bakanı Saffet Arıkan, Atatürk’ün ilhamıyla 1936’da, İlk olarak Eskişehir Çifteler Eğitmen kursu açılmış. Bundan sonra Maarif Vekaleti memurları Ankara’nın Çubuk, Ayaş, Polatlı, Afyon’un Aziziye, Erzincan’ın Kelkit, Tercan, Pasinler kazaları ile Eskişehir, Kars, Kırklareli ve Edirne civarında köy eğitmeni seçmeye başlamışlardı. Kursların 1 Nisan 1937’de faaliyete geçmesi planlanıyordu. Buna göre Trakya’da 100, Eskişehir’de 200 ve Erzincan’da 100 eğitmen ders görecekti. Köylerde yapılan taramalarda başarılı bulunan çavuş, onbaşılar, eğitmenlik kursuna alınarak başarı ile tamamlayanların 3 sınıflı köy okullarına eğitmen olarak atamaları yapılmış.
Eğitmen kursunda başarı sağlanması nedeniyle 1938 senesinde bu kurslara ilaveten Kayseri, Malatya, Kastamonu, Manisa ve İzmir’de olmak üzere 5 kurs daha açılarak kurs sayısı 11’i bulmuş ve kurslara 1939’da da Antalya, Adana, Samsun ve Trabzon olmak üzere 4 kurs daha açarak toplam kurs sayısı 16’ya çıkarılmıştır.
Eğitmen kursları daha sonraki yıllarda kurulacak olan Köy Enstitülerine temel teşkil etmiştir.